Tüm dünyayı içerisine alan korona salgını etkisini artırarak devam etmekte. Hepimiz okuduklarımız ve izlediklerimizin ışığında çeşitli koruma yönetmeleri ile kendimizi ve ailemizi korumaya çalışıyoruz.
Bu salgının şüphesiz ki en iç rahatlatan kısmı çocukların bu virüsü en az etkilenerek atlatmaları. Fakat çocuklarımızın bağışlılığını etkileyen sistemik bir hastalığı varsa bu virüsten çok ağır da etkilenebiliyorlar.
Unutmamamız gereken bir önemli noktada da çocukların hasta olmasalar bile süper yayıcı olarak virüsü taşımaları. Bu yüzden yetişkinler kadar çocukların da bu salgından korunması için mümkün oldukça dikkatli davranmamız gerekli.
Peki çocuklarımızı Korona’dan nasıl koruyabiliriz?
Korona’dan korunmanın en önemli nokta şüphesiz ki hijyen. Çocuklarımıza herhangi bir yere dokunmamalarını, kimseye sarılamamalarını öpmemelerini ve ellerini yüzlerine götürmemelerini öğretmemiz gerekmekte. Bu dönemde yetişkinlerin bile yeni öğrendiği ellerimizi nasıl, ne kadar süre yıkamamız gerektiğini mutlaka onlara kendimizde yaparak göstermeliyiz.
Virüsün vücudumuza giriş kapısı ağız ve burun olduğu için özellikle sabah ve akşam bizim kontrolümüzde düzenli diş fırçalama, diş ipi kullanımı ve ağız gargarası yapmalarını sağlamalıyız.
Daha küçük yaştaki çocuklarımızın emzik, diş kaşıyıcılar veya ağızlarına götürdüğü oyuncakların hijyenine dikkat etmeliyiz.
Düzenli ve yeterli uyku almalarını sağlamalıyız.
Çocuklarımızın bulunduğu odaları iyice havalandırmalıyız.
Hijyen kadar bağışıklığı güçlendirmek için beslenmemiz de önem taşıyor. Çocuklarımızın bu dönem bağışıklığını artırabilmek için;
Tüm uzmanlarında önerisi üzerine bol proteinli beslenmek bu dönemde önem taşıyor. Çeşitli eğlenceli oyunlar ve süslemeler ile sabah yumurtalarını ve peyniri yemelerini sağlayabiliriz.
Bol bol meyve ve sebze tüketmeliyiz. Sebze ve meyve tüketmede dikkat etmemiz gereken bol su ve sirke ile yıkanmasına özen göstermek. Meyve tüketirken diş sağlımız açısından düşündüğümüzde portakal gibi asit oranı fazla meyvelerden sonra dişlerimizi korumak için peynir yiyebiliriz. Daha düşük asit ve şeker içeren bol yeşil yapraklı meyve sebzelerden de C vitamini alabileceğimizi unutmayalım.
Probiyotik bakterilerin sağlımız için çok önemli olduğunu hepimiz biliyoruz. Bu dönem kefir, ev yapımı yoğurt tüketmeye özen göstermeliyiz.
Doktorumuzun da önerisiyle takviye C vitamini, D vitamini alabiliriz. Bu konuda diş sağlığı açısından özellikle C vitamini suda çözünen form olarak değil de tablet olarak almayı öneriyoruz.
Bol bol sıvı tüketmelerine dikkat etmeliyiz.
Kendiniz ve çocuğumuz için alabileceğimiz basit önemlerle bu salgını çok daha kolay atlatabileceğimizi unutmayın. LOCADENT ailesi olarak her zaman yanınızdayız.
Comments